GOGO
New member
- Katılım
- 9 Kas 2012
- Mesajlar
- 117
- Tepkime puanı
- 19
- Puanları
- 0
Eski bir sigorta acentesi sahibi olarak sistemle ilgili çoğu eleştirilerinize katılmakla beraber kasko sigortasını sadece arabanın kaportasına gelecek hasarlara karşı ya da hırsızlığa karşı alınmış bir önlem olarak görmemenizi tavsiye ederim. Zira kullanmak kimseye nasip olmaz inşallah ama bu poliçe Allah korusun aracınızla zarar verdiğiniz diğer araçtaki ya da yolda yürüyen ya da sizin aracınızdaki insanların yaralanma veya ölüm durumunda bile tedavi ya da hukuksal maliyetlerine belli limitler dahilinde destek oluyor. Ha bunları belli hasarlarda trafik sigortası da yapıyor denebilir ama kasko onun yetmediği yerde devreye giriyor zaten ya da başka bir araçla olmamış kazalarda zaten trafik sigortası devreye girmez.
Sigorta şirketlerini kandırma konusunda kul hakkı yendiği görüşünüze tamamen katılıyorum çünkü şirketler her sene ürettikleri poliçe ve ödedikleri hasar miktarını baz almak suretiyle (risk analizi vs gibi daha bir çok kriter de var tabi) ve piyasa şartlarını da göz önüne alarak fiyatlamaya giderler. Hele ki tutanakla kaza beyanı sistemine geçildikten sonra art niyetli sigortalılar tavan yaptılar. Eksik evrakla ya da alkollü kaza yapıp, ertesi gün eksikleri giderdikten sonra 1-2 gün sonrasına da tutanağı düzenlediniz mi oldu bitti maşallah çatır çatır alırsınız paranızı. Yeter ki karşı tarafı ikna edin. Tabi o para da diğer poliçe sahiplerinden çıkar burası doğru.
Bana göre yanlış olan sigortaya verilen primin bir gereksiz masraf olarak görülmesidir. Hepimiz burada emek verip çalışıp kazandığımız parayla araba sahibi olmuş insanlarız. Belki ailesinin desteğiyle araç sahibi olan genç arkadaşlar da vardır ama o da sonuçta ailelerinin emeğinin karşılığıdır. Bu aracın Allah korusun kimse zarar görmeden bir şekilde (kaza, deprem, yangın, sel vs) pert olduğunu varsayalım. Bu durumda nasıl olsa yıllardır kasko yaptırmadım ve ödemediğim primler de cebimde, biriken parayla gidip yenisini alayım diyebilecek durumda olan ya da bunu diyebilecek durumda olup da hiç içi cız etmeyecek kaç kişi var merak ediyorum. İşte böyle istenmeyen durumlarda sigorta insana derin bir oh çektirir ve o her ay kredi kartı ekstresinde görüp görüp ulan bitmedi gitti dediğiniz harcama kalemi için kendinizi tebrik edersiniz. Ayrıca hatırlatmak isterim ki her hasar sizinki gibi 400 TL olmuyor. 1,5 sene önce 2003 model Audi A4 1.8T aracımız kasko değeri 31.000 TL iken öyle bir darbe aldı ki eksper bile 32.000 TL parça ve işçilik tespiti karşısında şaşırdı kaldı. Biz de neticede biraz pazarlıkla 33.000 TL yi şirketten alıp yolumuza baktık. Bu çok basit bir örnek.
Ben eskiden para kazandığım bu sektöre şu anda arabamı, evimi ve sağlığımı sigortalatmak suretiyle müşteri durumdayım ve ödediğim primin acenta ve genel müdürlük arasındaki dağılımını dahi bilmeme rağmen zoruma gitmiyor.
Fikrinize tabi ki saygı duyuyorum, ben de sadece görüşümü yazmak istedim.
Sigorta şirketlerini kandırma konusunda kul hakkı yendiği görüşünüze tamamen katılıyorum çünkü şirketler her sene ürettikleri poliçe ve ödedikleri hasar miktarını baz almak suretiyle (risk analizi vs gibi daha bir çok kriter de var tabi) ve piyasa şartlarını da göz önüne alarak fiyatlamaya giderler. Hele ki tutanakla kaza beyanı sistemine geçildikten sonra art niyetli sigortalılar tavan yaptılar. Eksik evrakla ya da alkollü kaza yapıp, ertesi gün eksikleri giderdikten sonra 1-2 gün sonrasına da tutanağı düzenlediniz mi oldu bitti maşallah çatır çatır alırsınız paranızı. Yeter ki karşı tarafı ikna edin. Tabi o para da diğer poliçe sahiplerinden çıkar burası doğru.
Bana göre yanlış olan sigortaya verilen primin bir gereksiz masraf olarak görülmesidir. Hepimiz burada emek verip çalışıp kazandığımız parayla araba sahibi olmuş insanlarız. Belki ailesinin desteğiyle araç sahibi olan genç arkadaşlar da vardır ama o da sonuçta ailelerinin emeğinin karşılığıdır. Bu aracın Allah korusun kimse zarar görmeden bir şekilde (kaza, deprem, yangın, sel vs) pert olduğunu varsayalım. Bu durumda nasıl olsa yıllardır kasko yaptırmadım ve ödemediğim primler de cebimde, biriken parayla gidip yenisini alayım diyebilecek durumda olan ya da bunu diyebilecek durumda olup da hiç içi cız etmeyecek kaç kişi var merak ediyorum. İşte böyle istenmeyen durumlarda sigorta insana derin bir oh çektirir ve o her ay kredi kartı ekstresinde görüp görüp ulan bitmedi gitti dediğiniz harcama kalemi için kendinizi tebrik edersiniz. Ayrıca hatırlatmak isterim ki her hasar sizinki gibi 400 TL olmuyor. 1,5 sene önce 2003 model Audi A4 1.8T aracımız kasko değeri 31.000 TL iken öyle bir darbe aldı ki eksper bile 32.000 TL parça ve işçilik tespiti karşısında şaşırdı kaldı. Biz de neticede biraz pazarlıkla 33.000 TL yi şirketten alıp yolumuza baktık. Bu çok basit bir örnek.
Ben eskiden para kazandığım bu sektöre şu anda arabamı, evimi ve sağlığımı sigortalatmak suretiyle müşteri durumdayım ve ödediğim primin acenta ve genel müdürlük arasındaki dağılımını dahi bilmeme rağmen zoruma gitmiyor.
Fikrinize tabi ki saygı duyuyorum, ben de sadece görüşümü yazmak istedim.